22 Mayıs 2014 Perşembe

Gülümse Kaderine


Gülümse Kaderine

Gülmek bulaşıcıdır. Toplumda bazı insanlara her zaman imreniriz. Genelde bunlar işlerinde başarılı olmuş ya da sizin olmak istediğiniz noktalarda olan insanlar olabilir. Bu düşüncelerimizin hepsi statü ile bağlantılı ve gerçekleştirilmesi kolay olmayan emek isteyen eylemlerdir. Fakat bazı durumlar var ki elde etmemiz için çok ufak şeyler yapıp ummadığımız kadar büyük kazançlar elde edeceğimiz şeylerdir. Bunlardan biri gülebilmek, gülümseyebilmek. Şarkıda da dendiği gibi ‘’gülümse kaderine ‘’


Yaşantımız içerisindeki ilişkilerden arkadaşlıklardan yola çıkarak belki de hepimiz samimi bir gülmenin veya gülümsemenin yarattığı güzle atmosferin farkındayız. Etrafımdaki güler yüzlü insanlara baktığımda onların toplum tarafından sevilme yüzdeleri oldukça yüksek olduğunu görüyorum. Bunun nedeni olarak onlara hayran olan ya da imrenen tüm insanların aslında onlar gibi hayattan yeterince zevk almayı düşüncesini zihnine yeterince içselleştirmediklerini gözlemliyorum.

Gülmenin gülümseyebilmenin bir mizaç ürünü olduğu açıktır. Bu yazdıklarımdan pişmiş kelle misali ortalıkta dolaşmak anlaşılmasın. Yine araştırmalar komik videolar izlemenin bile stres çağı insanı olan bizleri biraz olsun rahatlattığını söylüyor. Gülmenin ya da gülümseyebilmenin sonraki yapacağımız tüm işlere olumlu bir katalizör etkisi yaptığı kanısındayım. Doktorlar gülmenin cilt sağlığı için bile faydalı olduğunda hemfikir.

Etrafınıza bir bakın neşeli insanlar var. Onların bulunduğu ortamlarda neşeli bir hal alıyor. Yani ortamın havasını bile değiştirebiliyorlar. İşte çağrı merkezi sektöründe işe alım yaparken ya da ekip kurarken bu kriteri göz ardı etmemek lazımdır. Siz eğer pozitif bir enerjisi olan kişileri işe alırsanız güzel bir ortam olur. Çağrı merkezi işlerinin yapısı gereği oluşan monoton ve zor anlarda böyle arkadaşlarımıza ihtiyaç her zaman vardır.


Dikkat edin birisiyle konuşurken o gülmeye başladığında sizde çok fazla gecikmeden buna tepki vererek gülümsemeye başlarsınız. Siz hiç çığlık atan birini gördüğünüzde çığlık attınız mı ama biri arkadaşınız sisinle sohbet ederken gülmeye başlarsa sizi kendi sarmalına alır ve bir bakmışsınız bir süre sonra kahkaha atan biri olup çıkmışsınız. Unutmayın asık suratlı olmanın bize fayda getireceği hiçbir alan yoktur. 


@zaugur  Twitter
tr.linkedin.com/in/zaferugur Linkedin
zaferugur76@gmail.com



16 Mayıs 2014 Cuma

Pareto'yu Yıkmak Lazım Değil Mi?


Pareto'yu Yıkmak Lazım Değil Mi?

Pareto İtalyan bir iktisatçı 1997 yılında Mikro İktisat dersinde adına rastladığım ve bir iktisatçı olarak tanıdığımız bu adamın çağrı merkezi işinin içinde de adının geçeceğini söyleseler inanmazdım. Pareto bu teorimi çağrı merkezlerinde kullanılsın diye oluşturmamış. Amacı ülkelerin zenginliğimin paylaşımındaki adaletsizliği belirlemek bunun içinde bir çok ülkeyi inceliyor ve %20'lik bir nüfusun %80 gelire hakim olduğunu söylüyor.

Burada aslında biraz insaflı davrandığını söyleyebilirim. Ancak verdiği rakamların kullanım alanı o kadar geniş olmudu ki burada çağrı merkezlerini dışarı alamayız. Evet çağrı merkezlerinde %20 borçlu %80 hasılat getiriyor. Evet %20 müşteri toplam satışın %80'ini sağlıyor. Çalışanların %20'si %80 iş yükünü alıyor. Aslında bu tarz durumlara çok fazla itimat etmemek lazım. Bu tarz veriler muhakkak ele alınmalı incelenmeli ancak içerideki yapılanmanın bunun dışına çekilmesi lazım.

Çağrı Merkezi içerisinde %80 ve %20 denklemindeki rakamların işleyişle daha birbirine yarın hale getirilmesi gerekiyor. Her şeyden önemlisi çağrı merkezlerinin devamlılığı için bu rakamların daha dengeli hale gelmesi şart. Çünkü firmalar bu işleyişle yatırım yapamıyorlar amaçları her personelden insani ölçülerde verim almak. Yani 1997 yılında öğrendiğim iktisat anlamındaki Pareto'yu ben daha çok seviyorum.